Geçtiğimiz günlerde zorunlu bir değişiklik yapıp telefonumu değiştirdim. Kafamda birkaç soru işareti vardı. “platform değiştirmeli miyim?”, “platform değiştireceksem ya da değiştirmeyeceksem hangi telefonu almalıyım?” ve “bu telefonlar neden bu kadar pahalı savaşta mıyız?” gibi soru işaretleri. 5 yıl önce Android platformuna geçmeden önce baya bir müddet (yaklaşık 6 yıl) Apple yani iOS işletim sistemli cihazlar kullandım. 5 yıl önce Android’e geçme kararını vermemdeki en büyük sebep iPhone telefonların pil ömürlerindeki zayıflık ve yazılımsal olarak kısıtlamaların çok fazla olmasıydı. O güne kadar bütün iOS cihazlarımı jailbreakli olarak kullanmıştım fakat gün geçtikçe jailbreak işleri zorlaşıyor bu işlere vakit ayıran insanların sayısı azalıyordu. Bunun dışında, iOS cephesinde bir çok uygulama özellikle banka uygulamaları “jailbreak detection” mekanizmalarını çoktan bünyelerine dahil etmişlerdi yani uygulamalar cihazınızın jailbreakli olduğunu anlayıp sizin güvenliğiniz (!) için uygulamayı kullanmanıza izin vermiyordu. Kısacası doğru düzgün zip dosyası bile açamadığınız her uygulamanın kendi sandbox’ı olan çok kısıtlı bir sisteme dönüşmüştü iOS. Ayrıyeten, ufak tefek hobi projelerimi çalıştırmak için de baya kısıtlı bir sistemdi. Bu sebepten dolayı 2018 yılının ağustos ayında iPhone 6S telefonumu ucuza okutup yerine Huawei marka P20 Pro model bir cihaza terfi ettim. Aslında Samsung Note 9 almak istiyordum hatta almıştım fakat iade ettim. Bu başka bir yazının konusu. Gel zaman git zaman, telefonda yaptıklarım ve ihtiyaçlarımın azalması ve iOS işletim sisteminin nispeten daha kullanışlı hale gelmesi yüzünden aklım Apple ekosistemine kaymıştı. iPhone 15 Pro düşünürken gerek fiyatı yüzünden gerekse piyasada ortaya atılan ısınma iddiaları yüzünden bu tercihi eledim. Bir telefona 65,000TL vermek saçma olurdu zaten. Ben de tercihimi Android’den yana kullanıp iPhone 15 Pro’nun yarı fiyatndan daha düşük bir fiyata Samsung S23 almaktan yana kullandım. Açıkcası bana göre piyasadaki en fiyat/performans telefon her ne kadar amiral gemisi olarak geçse de kesinlikle amiral gemisinden bir tık altı. Bu yazıda P20 Pro’dan S23’e geçtiğimde yaşadığım farkları kategori kategori anlatacağı bir nevi cihaz hakkında düşüncelerimi paylaşmış olacağım. Şunu da not düşeyim yaklaşık 1.5 aydır bu cihazı kullanıyorum ve yeterince tecrübe ettiğimi düşünüyorum.
Boyut
Açıkçası S23’ü araştırırken pek fazla önemsemediğim için telefon elime ulaştığında boyutu beni şaşırttı. Bu kadar küçük bir alet beklemiyordum. Ekran boyutu eski telefonumla aynı olmasına rağmen çerçeveleri ufak olduğu için boyut olarak eski telefonumdan hayli küçük. Bu beni sevindirdi çünkü ekran boyutundan kaybetmeden çok daha ufak ve hafif bir telefona sahip olmuş oldum. Bir nevi daha ergonomik ve verimli bir cihaza pek fazla kayıp yaşamadan sahip olmuş oldum. Boyutun küçülmesi doğal olarak pil konusunda bir dezavantaj oluşturdu bunu da pil kısmında anlatacağım.
Ekran
Şüphesiz bir cihazın en önemli kısmı ekran. Yapısı gereği ekranı ile sürekli interaktivite içindeyiz. Bir ekranı değerlendirirken ele alınması gereken bir çok boyut var. Çözünürlükle açılışı yapalım. Cihazın Full HD+ çözünürlüğe sahip bir ekranı var bu eski telefonumla birebir aynı olduğu için hayatımda pek bir değişiklik yaratmadı Eski telefonum Full HD ile HD çözünürlük arasında çözünürlük değiştirmeyi desteklerken S23’te bu imkan maalesef yok. Tazeleme hızına değinecek olursak eski telefonum sabit 60Hz tazeleme hızı sunabilirken, S23’ü hem sabit 60Hz hızda kullanabilme imkanı hem de 48-120Hz arasında dinamik olarak değişebilen bir tazeleme hızı ayarında kullanabilme imkanı sunuyor. Bu açıdan büyük bir upgrade diyebilirim. Yıllarca 60Hz kullandıktan sonra 120Hz’in göze verdiği rahatlatıcı etki denemeden anlaşılamaz bir de 120Hz tazeleme hızına alışınca 60Hz bir ekrana bakmak çok garip ve rahatsız edici geliyor. Bir diğer dikkat edilmesi gereken husus ekran parlaklığı. Bu konuda S23 beni çok çok memnun etti. 1750nit parlaklığa çıkabilen ekranı sayesinde abartmıyorum güneş tepedeyken bile ekranı karanlıktaymışçasına net görebiliyorsunuz. Eski telefonumda güneş altında telefona bakmakta çok fazla zorlanıyordum bu açıdan bile benim için bir upgrade. Ekranın içinde bir parmak izi sensörü bulunuyor bunun hakkında biyometrik kısmında konuşacağım.
Biyometrik
Biyometrik kısmına değinmek gerekirse 5 yıllık bir cihazın ardından S23 benim için bir downgrade oldu. Ne parmak izi sensörü ne kamerayla yüz tanıma sistemi eski telefonum kadar hızlı çalışıyor. S23’te parmak izi sensörü ekranın altında bulunuyor ve hepimizin bildiği gibi ekran altında bulunan parmak izi sensörleri fiziksel sensörlerden daha yavaş çalışıyor. S23’ün sensörü beklediğimden çok daha yavaş çalışıyor ve yavaşlık tek problemi değil parmak izimi tanıma konusunda’da pek başarılı değil. Oturup ölçüm yapmadım ama telefonun kilidini parmağımla açmaya çalışırken başarılı olma oranı %75 diyebilirim bu değer amiral gemisi olarak geçen bir telefon için oldukça düşük. Daha yüksek çözünürlüklü ve kaliteli bir ön kameraya sahip olduğu halde yüz tanıma fonksiyonu eski telefonuma kıyasla çok yavaş. Ve yüz tanımadaki başarısı çok çok zayıf başarı oranına %50 diyebilirim. Kısaca benim için tam bir fiyasko oldu S23 bu konuda. Eski telefonumun parmak izi okuma başarısı %100’yakın ve hızı fişek gibiydi. Yüz tanıma sistemi için %100 diyemem ama S23’ten çok daha başarılı ve hızlıydı. S23 sınıfta kaldı diyebilirim.
Batarya ve Şarj
Bu konunun iki boyutu var birincisi pil ömrü ikincisi ise şarj etme kapasitesi. Öncelikle kağıt üstündeki farklara bakalım. Eski telefonumun pil kapasitesi 4000mAh iken S23’ün pil kapasitesi 3900mAh (Typical 3750mAh). Burada bir downgrade olduğu belli. Peki gerçek hayatta hissediliyor mu diye sorarsanız evet hissediliyor. Her ne kadar çok daha güncel bir SoC (İşlemci?) ile geliyor olsa da günlük rutinimde S23’ün şarjının eski telefonuma göre çok daha hızlı bittiğini söyleyebilirim. Buna etken bir çok şey olabilir ama benim tahminimce ekrandaki yüksek tazeleme hızı ve yüksek parlaklığın etkisi başı çekiyor diyebilirim. Eski telefonumu yeni aldığımda (pil’de yıpranma meydana gelmeden) 6 saate yakın ekran süresi alabilirken S23’te bu süre 4 saati geçmiyor. Kullanım alışkanlıklarımın pek değiştiğini sanmıyorum. Telefonumu hiçbir zaman güç tasarrufunda kullanmam bunu da belirteyim S23’te güç tasarrufunda işlemciyi %70’e sınırlama ve ekran tazeleme hızını 60Hz’e düşürme özelliği var belki güç tasarrufunda kullansam bu ekran süresi bir hayli uzayabilir. Kısacası S23 pil konusunda da sınıfta kaldı benim gözümde. Geçen seneki S22 modelinden çok daha iyi olduğu iddia ediliyor iyi hali buysa S22’nin pil ömrünü tahmin bile edemiyorum Allah kullananına sabır versin. Şarj etme özelliklerine gelirsek eski cihazım ve S23 ikiside kablolu hızlı şarj destekliyor. P20 Pro 20W hızlı şarj desteklerken (adaptörü kutudan çıkıyor) S23 25W hızlı şarj destekliyor (adaptör kutudan çıkmıyor). Temelde birbirine yakın gözüksede hızlı şarj konusunda S23 beni çok daha fazla tatmin etti. Eski telefonum sanki çok çabuk ısınıyor ve buna istinaden daha yavaş şarj ediyordu hiçbir zaman tam anlamıyla hızlı şarj ediyormuş gibi hissettirmiyordu. S23 özellikle şarjı azken hızlı şarjla çok daha hızlı şarl edebiliyor 15-20 dakikada %40 civarı şarj edebiliyorum bu değer piyasada bu konuda zirve yapmış firmaların cihazlarının yanından geçemez fakat benim için tatmin edici. S23 ile gelen bir başka özellik ise kablosuz şarj. Gerek arabada gerek evde bu özelliğin eski telefonumda mevcut olmamasından dolayı kullanamam canımı sıkıyordu S23 ile bu sorun çözülmüş oldu benim için. Kablosuz şarj hızı fena değil ben memnun kaldım açıkçası. Bir diğer ekstra özellik ise kablosuz ters şarj. Telefon kablosuz şarj destekleyen başka cihazları şarj edebiliyor. Gücü kısıtlı olsada (5W) bu özelliği sıkça kullanırken buldum kendimi. Gerek kulaklığımı şarj ediyorum gerek saatimi hatta çok ihtiyaç olursa başka telefonları bile şarj edebiliyorum. Benim için S23 şarj konusunda bir upgrade sayılabilir.
Bağlantı
Huawei gibi ağ ve iletişim konusunda zirve bir markadan geçiş yaptığım için S23’ün beni tatmin etmesi kendisi için zor bir görev. Nereden başlasam bilemedim. En temel farklardan başlayayım. Bluetooth. Eski cihazımı ilk aldığımda Bluetooth 5.0 çoktan tanıtılmış ve piyasaya sürülmüş olmasına rağmen telefonumda Bluetooth 4.2 kullanılmıştı, teorik olarak daha eski bile olsa açıkçası ben farkı anlayamadım diyebilirim. S23’ün Bluetooth 5.2 ile gelmesi iyi bir upgrade diyebilirim fakat günlük kullanımıma pek bir etkisi olduğunu söyleyemem. Huawei en fazla 4.5G desteklerken, S23 5G destekleyerek bir adım öne geçiyor. Henüz 5G ülkemizde test aşamasında olsa da yurt içi bazı yerlerde ve yurt dışı seyehatlerimde 5G’den istifade ettim. Bu S23’ün hanesine artı yazıyor. Gelelim 4.5G ve aşağı bantların performansına. Burada açık ara eski telefonum olan Huawei önde. Normalde eski telefonumun çok rahat çektiği bazı yerlerde S23 ya çok az çekiyor ya da hiç çekmiyor bu konuda bence sınıfta kaldı diyebilirim bu durumda baz istasyonlarının da huawei tarafından üretilmesi rol oyuyor olabilir fakat sebeplere değil sonuçlara bakarsak S23 geride kaldı. S23’ün beni en çok cezbeden bir diğer özelliği de çoklu sim desteği. Huawei telefonumda tek bir sim yuvası varken, S23’te çift sim yuvası var (2 fiziksel sim ya da 1 fiziksel ve 1 e-sim?). Yurt dışı seyehatlerimde genelde yerli operatörlerin kazık günlük tarifeleri yerine yerel sim kart satın almayı tercih ediyorum 2 fiziksel sim yuvası 2.sim kartımı nerede saklasam, nasıl çıkarıp taksam derdinden kurtarıyor beni. Ayrıca uluslararası e-sim paketlerini de gideceğim ülkeye göre seçip telefonuma fiziksel olarak kart takmadan kullanmakta ayrı bir keyif oldu benim için. Wifi konusuna değinmek gerekirse, eski telefonum wifi ac desteklerken S23 Wifi 6E desteklemekte. Gittiğim bazı yerlerde bağlandığım wifi ağlarının yanında çıkan 6 sembolü sayesinde günlük hayatta işime yaradığını söyleyebilirim. Wifi performansına değinecek olursam S23 eski telefonumdan birazcık daha (%10 diyebilirim) zayıf kalıyor diyebilirim. Sonuç olarak ufak tefek sorunlar olsa da S23 beni ziyadesiyle tatmin etti bağlantı konusunda. Kesinlikle bir upgrade diyebilirim.
Sensörler
Biyometrik sensörlerden üstte bahsetmiş oldum. Geri kalan sensörler için şunu söyleyebilirim iki telefonda da aşağı yukarı aynılar. Google haritalarda iki telefonda yönümü doğru gösteremiyor maalesef. Onun dışında eski telefonumda bulunan ve her şeyi kumanda edebilmemi sağlayan ve günlük hayatta sıklıkla kullandığım infrared sensörü çok özleyeceğim kendisi maalesef S23’te bulumamakta. Bu konuda bir downgrade yaşadığımı belirtmek isterim.
Performans
Bundan 5 sene önceki ben olsam sadece bu kısım için paragraflarca yazı yazardım fakat artık yaşlılığın verdiği etkiyle beraber bu tarz şeyler için çok vakit ayıramıyorum. Bu kısımda oturup tek tek özelliklerden bahsedip benchmarklara bakıp kıyaslama yapmayacağım. Öncelikle eski telefonumdan başlayayım. Kendisi Kirin 970 model bir SoC kullanmakta, her ne kadar bu işlemci 2017’nin sonlarında tanıtılmış olsa da içinde bulundurduğu çekirdekler 2016 yılından kalma. Huawei bir önceki senenin SoC’i olan kirin 960’ı almış bir adet yapay zeka ünitesi ekleyip Kirin 970 olarak piyasaya sürmüş. Yani eski telefonum performans konusunda hayata 1 sene geriden başlamış. S23 ise halihazırda piyasadaki en hızlı android işlemcisine sahip hatta firmanın iddiası overclock edilmiş bu işlemci aynı platformu kullanan diğer işlemcilerden bile daha hızlı. Ben demiyorum samsung iddia ediyor inanıp inanmamak size kalmış. Ram konusunda da 6GB’tan 8GB’a çıkmış oldum pek bir yükseliş değil ama günlük hayatta hissedilir bir fark yaratmıyor zaten. Depolama olarak UFS 2.1’den 4.0’a çıkmış oldum bu da günlük hayatta aman aman bir fark yaratacak detay değil ama belirtmekte fayda var (eskisi gibi eMMC olmadıktan sonra her türlü kabulümüzdür). Telefonda oyun oynamayı sevmediğim için kıyas yapabilecek pek bir veri yok elimde. Performans konusunda S23’ün çok daha hızlı olduğu aşikar zaten yıllardır sadece kameraları ve işlemcileri geliştiriyor akıllı telefon firmaları. Kullanımım da neredeyse hiçbir fark yok bazı hususlar dışında. Son güncelleme ile eski telefonumun performansı yetmemeye başlamıştı (Eski sürüme düşürüp öyle kullanıyordum). Özellikle instagram’da 60fps videolar çok fena 15 fps oynuyorlardı. Uygulamalara giriş çıkış hızı olsun, animasyonlar olsun, veri işleme olsun her konuda çok fazla bir fark hissetmedim açıkçası. Fakat high-end bir kullanıcı telefonun suyunu çıkarana kadar kullanan biri için çok büyük bir upgrade denebilir.
Kamera
Geldik en can alıcı noktalardan birine, kameraya. Günümüzde akıllı telefonların birbirinden ayrıştığı en büyük nokta şüphesizki kameraları. Ben kendim fotoğraf çekmeyi çok sevmediğimden bir cihazın kamerası benim için hep ikinci planda kalmıştır. Zira S23 tercihini yaparken bile kamera kriterine hiç bakmadım. Telefonu aldıktan sonra yaptığım araştırmalar gösterdi ki bu telefonun kamerası 2 sene önceki iPhone’larla aynı puanı almış. Yani 2 sene geriden geliyor bazı konularda kamera açısından. Bu yazının ana fikrinden ötürü bu kısımda da eski telefonumla kıyasalayacağım. Eski telefonum fotoğraf konusunda iddialı bir amiral gemisiyken bu telefonum ortanın biraz üstü bir cihaz. Ön kameradan başlamak isterim. Ön kamera konusunda her ne kadar çözünürlük azalmış olsa bile baya bir upgrade yaşadığımı söyleyebilirim. Önceki telefonumun ön kamerası 24 megapixel olmasına rağmen S23’ün 12megapixel kamerası kadar iyi çekmiyor. Telefonu değiştirmekle eski telefonumda bulunan her türlü makyaj vs modunu kapatmama rağmen yüzümü pürüzsüz çıkarmaya çalışan ön kameradan kurtulmuş oldum. Tabi bir de sürekli telefonu düşürüp kırdığım için her ne kadar yetkili serviste tamir görmüş olsa bile ön kameraya kaçan tozlar yüzünden fotoğraflarda da bir miktar bozulma oluyordu bu da gitmiş oldu. Şu an S23’ün ön kamerasıyla ilgili tek şikayetim selfie çekerken yüzümün şeklini değiştirmesi. Bu kameranın ön gösteriminde gerçekleşmiyor yani donanımsal bir sorun değil tamamen fotoğraf çekildiğinde fotoğrafı işleyen algoritma ile alakalı zira başka bir uygulamayla da fotoğraf çektiğimde bu sorunla karşılaşmıyorum. Baya can sıkıcı bir durum neyse ki selfielerimin çoğunu whatsapp üzerinden çektiğim için telefonu servise vermekle uğraşmadım. Bu bug ile ilgili ileriki günlerde görsellerle desteklediğim başka bir yazı yazmak istiyorum. Arka kameraya geldiğimizde çok büyük bir upgrade yaşadığımı söyleyemeyeceğim. Tek tek yan yana fotoğraflar çekmedim fakat telefonu ilk elime aldığımda ve fotoğraf çektiğimde çok şaşırtıcı bir sonuçla karşılaşmadım. Usta bir fotoğrafçı değilim o yüzden yüzlerce bilgi verip detaylandıramıyorum tecrübemi fakat elde ettiğim sonuçlar, telefonun 2 sene geriden geldiğini doğrular nitelikte. Yeni amca olduğum için genelde sadece yeğenimin fotoğraflarını çekiyorum zaten o yüzden çok fazla bir kamera beklentim yok. İşler videoya geldiğinde işin rengi değişiyor. Eski telefonumun geçmişte kalan bir işlemci kullanmasının en büyük dezavantajını burada gördüm zira sadece 1080P 60 fps ya da 4K 30 fps video çekebiliyordu. S23 4K 60fps ve 8K 30fps video çekebilme kapasitesine sahip. 8K videoyu henüz çekmedim fakat 4K 60fps videoların harika olduğunu söyleyebilirim. Özellikle aktif olarak çalışan OİS ve yapay olarak çalışan EİS videoyu ne kadar sallantılı bir el çekse bile çok iyi bir şekilde stabilize edebiliyor. Video konusunda S23 gönlüme taht kurdu diyebilirim. En iyi kamera olmasa bile eski telefonuma göre çok büyük hatta en büyük upgrade kısmı olabilir kamera.
Yazılım
Yazılım birçok insan tarafından ihmal edilen fakat bir akıllı telefondaki en önemli şey(?) bence. Bütün bu donanımın sorunsuz bir şekilde bir bütün halde çalışmasını bu arkadaşa borçluyuz. Yazılım konusunu bir çok kategoride ele alabiliriz. Yazılım desteğiyle başlayabiliriz. Huawei için yazılım desteği ABD’nin ambargo kararından sonra çok karışık bir hal aldı. Bilindiği gibi Android işletim sistemli cihazlar üreten firmalar işletim sisteminin üzerine kendi temaları ve ek fonksiyonlarını ekleyerek piyasaya sürüyorlar. Huawei kendisi için geliştirdiği arabirime EMUI (Emotional UI) diyor. Samsung’da ise bu One UI olarak geçmekte (Android’in ilk zamanlarında TouchWiz olarakta geçiyordu. Huawei’nin EMUI sürüm numaraları içinde bulundurduğu Android sürümüyle paralel gidiyordu. Telefonu satın aldığımda EMUI8 yüklü olarak geldi yıllar içinde EMUI 9, EMUI 10 ve EMUI 12 güncellemesini aldı ve yazılım ömrünü tamaladı. Burada bahsedilmesi gereken bir husus ise EMUI 12 sürümünün adı gibi Android 12 sürümünü barındırmıyor oluşu yani EMUI 12 tamamen Android 10 tabanlı bir arayüzdü bu sebepten büyük bir güncelleme sayılır mı onun takdirini size bırakıyorum. Anroid sürümünü baz aldığımızda 2 tane büyük güncelleme alıp ömrünü tamamlamış oldu. Samsung ise S23 için en az 4 adet büyük güncelleme garantisi veriyor. Cihaz Android 13 ile geldi yani Android 17 dahil olmak üzere 4 adet güncelleme alacak Samsung’un verdiği söze göre. Samsung sözünde duracak mı bunu zaman gösterecek fakat Android cihaz üreticilerin yazılım konusunda eskiye kıyasla çok daha iyi performans gösterdiğini söylemek gerekir bunun içinde rekabet ortamı sağlayan Apple’a teşekkür etmek gerekir. Yazılım kısmında karşılaştıracak bir çok şey var zira cihazların en çok ayrıştığı nokta olabilir. Aklıma gelen en belirgin farklardan bahsetmek istiyorum. Cihaz değiştirdiğmde alışmakta en çok zorluk çektiğim kısım bildirimler kısmı oldu. İlk başta kronolojik bile sıralanmadan gelen bu kısım alışmak için biraz zaman istiyor. Neyse ki ayarlarda kronolojik hale getirme opsiyonu varmış eğer bu ayarı açmazsanız kendince önemli görüdüğü bildirimleri cihaz üstte tutup kalanını alt tarafa ittiriyor bunun sonucunda da bir bildirim geldi ama ne bildirimi diye araştırıp bulmak zorunda bırakıyor kullanıcıyı. Her neyse bunun opsiyon olduğunu düşünürsek kapatıp geçebiliyoruz illa ki böyle kullanmayı seven insanlarda vardır. Her ne kadar bildirimleri kronolojik olarak sıralayabilsemde yine de bir türlü bildirim yapısına alışamadığımı belirtmek isterim gerek ana ekranda küçük ikonlar şeklinde olsun gerekse üstten aşşağı kaydırdığımızda çıkan dizayn olsun. İlk başta dikkatimi çeken bir diğer eksik özellik ise, üstteki bildirim barında internet hızını gösteren ayar S23’te mevcut değil. Bunun için üçüncü parti bir uygulama indirmek gerekiyor. Bu özellik en çok telefonun az çektiği yerlerde iş yapıyor. Telefonunuz çekiyor ve internete bağlı bile gözükse bazen aslında hiç bağlantı olmuyor, internet hızınızı takip ederek internetin varlığını ya da yokluğunu daha kolay bir şekilde kontrol edebilirsiniz. Gelelim arama kaydına, S23’te telefon görüşmelerini otomatik olarak kaydedecek bir yazılım yok en azından üzerinde yüklü gelmiyor bazı insanlar için bu özellik cihaz tercihinde büyük rol oynuyor. Şimdi bir de S23’te olupta eski telefonumda olmayan ve günlük hayatta kullandığım yazılımsal farklardan bahsedeyim. Edge panel bunlardan ilki. Ekranın sağ tarafına konumlandırılmış ufak ve yarı şeffaf bir bar var ve bu barı çektiğinzde ekranın kenarında bir menü açılıyor. Varsayılan olarak favori uygulamalarınızı konumlandırabildiğiniz bu panellerden birkaç tane daha koyup fonksiyon atayabiliyorsunuz. Ben en çok kullandığım uygulamaları yerleştirdim ve o uygulamalara hep edge panel üzerinden ulaşıyorum. Bir diğer özellik ise kilit ekranındaki duvar kağıdını video ile değiştirmek. Kilit ekranına yeğenimin tatlı bir videosunu koydum her ekrana baktığımda beni o selamlıyor eski telefonumda böyle bir özellik yoktu. Bunun dışında her iki telefonda da always on display özelliği var fakat S23 çok daha başarılı istifade etmiş bu özellikten.
Sonuç
Telefonu 2 aydan az daha uzun bir süredir kullanıyorum. Genel anlamda beni tatmin etmiş olsa da ara ara ben niye bu telefonu değiştirdim gerek var mıydı diye sorduruyor. Bir mecburiyet söz konusu olmadıkça bu devirde akıllı telefon değiştirmenin çok da bir mantığı yok. Bu yazıyı yazarken atladığım aklıma gelmeyen birçok teknik şey olabilir fakat genel olarak tecrübem yukarıda anlattığım gibi. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim yıllar sonra tekrardan görüşmek üzere.